İlk İki Gün: İtalya’ya Otostop Bu Kadar Zor Olmamalıydı

Yarıyıl tatilimizi değerlendirmek için otostop ile İspanya ve Portekiz’i gezmeyi planlayarak yola çıkmıştık. Tatilimizin kısa oluşu ve yolun getirdikleriyle birlikte yolculuğumuz otostopun yasak olduğu ülke İtalya’da son buldu. İstanbul’dan yola çıkışımız, çadırımızla ilgili bir sıkıntı yüzünden planladığımızdan bir gün geç oldu. Yani daha yola çıkmadan planladığımız süreden bir gün kaybetmiştik bile.

İpsala otostop
İpsala’ya kilometreler kala

İlk planımız İpsala – Igoumenitsa – Bari – Montpellier – Barcelona şeklindeydi. Bunun içinse Adriyatik Denizi’nde 9 saatlik bir yolculuk yapan Igoumenitsa – Bari feribotuna binmemiz gerekiyordu. Bu feribotun genç indirimli fiyatı 50 Euro, bu 50 Euro’luk biletle sadece salonda yolculuk edebiliyorsunuz. Fakat biz bir şekilde tır ile yolculuk edip 15 Euro olan ikinci şoför bileti alacaktık. Şoför bileti olanlara yatağı ve duş imkanı olan kamaralar veriliyor.

İpsala Sınır Kapısı

İpsala Sınır Kapısı’na sıcak bir ocak gününde gelmiştik. Buraya daha önceki gelişlerimizde sınır kapısına gelir gelmez bir araç bulup gideceğimiz yere kadar gitmiştik. Kapıya 5 km. mesafe kaldığında bizi bir çift aracına aldı ve sınır kapısına kadar beraber gittik. Onlar arabanın sigorta işlerini halletmek için durunca biz de inip duty freeden kendimize bir şeyler aldık. Sigara kullananlar için not: Türkiye tarafındaki duty free shopta sigara, Yunanistan tarafındakinden (ve Avrupa’dakilerden) çok daha ucuz.

ipsala otostop
İpsala Sınır Kapısı

İpsala Sınır Kapısı’ndan Yunanistan tarafına geçen köprüyü yaya olarak geçmek yasak. Bu yüzden köprünün başında tekrar otostop çekmeye başladık. Aynı çifte tekrar denk gelince bizi alıp karşıya kadar götürdüler. Atina’ya kadar gittiklerini söylediler fakat hem aracın dolu olması hem de bizim sınırdan daha kolay tır bulabileceğimizi düşünmemiz sebebiyle Kipoi’ye geçer geçmez (henüz sınır kapısını geçmeden) indik. İnince kime anlatsak inanmayacağı bir manzarayla karşılaştık. Saat 14:30’da burada olmamıza rağmen hava kararıncaya kadar toplamda 6 tane tır hareket etmedi kapıdan. Hareket edenler de ya Yunanistan içinde ya da Makedonya istikametinde yolculuk ediyorlardı. Yakındaki şehirlere hareket eden birkaç küçük araç olsa da bunlar bizim işimize yaramazdı. Bir tırın önünde, yere oturup beklemeye başladık. Beklediğimiz tırın ön tarafında İkbal yazıyordu. İkbal abi çayını içiyor, televizyonunu izliyordu; bize karşı bir saatten fazla tepkisiz davranınca soğuk bir insan olduğunu düşünüp selam vermeden oturduk.

Otostop ile yunanistan, otostop ile italya
Kipoi sınır kapısını geçtikten hemen sonra

Saat 18:30’a kadar yaklaşık 3 saat sınır kapısında değil de çölün ortasında bekliyormuşçasına gelenin gidenin olmadığı boş bir otobanda oturarak bekledik. Güneşin batmasıyla havanın serinlemeye başladığını hissedince yolun yan tarafında, kimsenin görmeyeceği bir noktaya çadırımızı kurduk. Planımız, çadırın içine girip birkaç saat muhabbet ettikten sonra uyuyup, sabah erkenden uyanmaktı. Ahmet, hiç uykusu olmadığını söylemişti ama çadırı kurduktan sonra uyku tulumlarımıza girmemizle beraber uyuması bir oldu.

Sınırda kalınca yolun kenarına çadır kurduk

İpsala Sınır Kapısında Bir Gün Bekledik

Yunanistan günbatımı
Gün geçmiyor ki sınırda gün batımını izlemediğimiz bir seyahatimiz olsun

Sabah, henüz gün tam ağarmamışken uyandık. Dünkü görüntünün aksine dışarıda uzunca bir tır kuyruğu vardı. Sevinçle uyanıp çadırımızı topladık. Topladık ama saat o kadar erkendi ki şoförlerin hepsi uyuyordu. Sıranın en önüne doğru uyanık olan var mı diye baka baka ilerledik. En başa gelince de yere matımızı serip, çantamızdaki gevrek, zeytin, bal vs. kahvaltılık malzemelerimizi çıkarıp karnımızı güzelce doyurduk.

Önceki güne göre daha serin, rüzgarlı bir hava vardı ve kimle konuşsak İtalya’ya gidenlerden bizi almak isteyen çıkmıyordu. İkbal abiyi dışarıda görünce muhabbet ettik ve kendisinin birkaç gün daha burada bekleyeceğini öğrendik. Gıda veya canlı herhangi bir ürün ülkeler arası taşınacağında ihraç yapılan ülke, ürün analizi için örnek alıyormuş. Bu işlem bazen birkaç saat, bazen birkaç gün sürebiliyormuş.

İpsala – Kipoi sınır kapısına gelmemizin üzerinden neredeyse 24 saat geçmişti ve biz Türkiye’ye giriş yapıp Kapıkule sınır kapısına gitmeyi düşünmeye başlamıştık bile. Tam o anlarda Hüseyin abi, aracının neredeyse bir saat gümrük polisleri tarafından köpeklerle aranması sonucu geçiş yaptı. Kendisi İtalya’ya gidiyordu ama gece Iasmos şehrindeki petrol istasyonunda kalacağını söyledi. Aracının dolu ve dağınık olması sebebiyle kendisiyle yolculuk yapamadık ama Iasmos ismini çok duymaya başladığımızı farkettik.

Otostopla yolculuğun vazgeçilmezi 🙂

Havanın kararmasına az vakit kalmıştı ki bekleyen şoförlerden biri bizi Iasmos’taki benzin istasyonuna götürebileceğini söyledi. “İtalya’ya gidemezsek de Yunanistan’ı veya çevredeki ülkeleri gezeriz, Kapıkule’ye dönmeyelim oralar soğuktur.” deyip Iasmos’a gittik.

Iasmos BP Petrol İstasyonu

İpsala – Kipoi sınır kapısına yaklaşık 114 km. uzaklıkta bulunan Iasmos şehrinin girişinde bulunan BP petrol istasyonu, otostop çekerek İtalya, Fransa ve İspanya’ya tır bulabileceğiniz en iyi noktalardan biri.  İkinci gecemizi burada geçirecektik ama henüz 120 km. yol gidememiştik. Zamanla tecrübelerimizden ve birkaç şoförden dinlediğimiz bir taktiğimizden bahsedelim.

Iasmos BP

Türk insanı meraklıdır; herhangi bir dinlenme tesisine girip “abi biz şuraya gideceğiz.” dediğinizde yardımcı olmak isteyecekler illa ki çıkacaktır ama Türk olduğunuzu belli edecek kadar selam verip oturduğunuzda nereden gelip, nereye gittiğinizi merak eden birileri çıkacaktır. Yardım isteseniz reddedecek insanların bile, sırf merakından sizin yanınıza geldiğine şahit olabilirsiniz. Yanlış anlaşılmasın, elinden gelen yardımı sonuna kadar yapan o güzel abilere selam olsun. O kadar çok kötü olay duyuyoruz ki siz yardım istediğinizde altından bir şey çıkacak diye korkanlar oluyor. O yüzden bir dinlenme tesisine girip direkt yardım istemektense biraz beklemek her zaman fayda sağlıyor. En önemli nokta, Türk olduğunuzu belli edin.

Iasmos BP’de kahve molası

Gelir gelmez bir masaya oturduk ve Hüseyin Abi ile karşılaştık. Sonraki gün sabah hala burada olursak kendisiyle İtalya’ya kadar gidebileceğimizi söyledi. Sonrasında içeride saatlerce içtikleri belli olan iki şoför nereye gittiğimizi, eğer isterlerse beraber gidebileceğimizi söylese de önce Hüseyin Abi ile konuşmuş olduğumuzdan ve sarhoş olduklarından o an bize pek güven vermediler. Sonrasında yanımıza gelen bir abi ile geceye kadar muhabbet edip, çay kahve içtik.

Bu sırada sabahtan beri içen şoförlerden bir tanesi bize bakıp : “Ne kadar güzel Türkçe konuşuyorsunuz nasıl öğrendiniz?” diye sordu. Biz Türkçe konuştukça mutlu olduğundan bozuntuya vermedik.

Çadırımızı kurmak için kendimize güzel bir alan bulduktan sonra uyumak için çadırımıza geçtik.  Bu sırada çadırın dışından gelen seslerden anladığımız kadarıyla genç çocuk, arkadaşına hala bizim hangi milletten olduğumuzu soruyordu. 🙂

Çadırda ne kadar da huzurlu olduğumuzun göstergesi
Son Yazılarımızdan Haberdar Ol!

E-MAIL Listemize kayıt olursanız, haftalık yazılarımızdan haberdar olabilirsiniz !

Bir Cevap Yazın