Sinop: Suda Yüzen Şehir

 

Sinop, Batı Karadeniz bölgesinde, Türkiye’nin en kuzey ucunda yer alan ve Türkiye’nin en mutlu şehri olmakla bilinen küçük bir yarım ada. Şahin Tepesi’nden baktığınızda yarım adayı net bir şekilde görmeniz mümkün ve bu bizi oldukça büyüleyen bir manzaraydı. Karadeniz yolculuğumuzun ilk kenti Sinop’ta gezilecek ve kamp yapılacak o kadar çok yer var ki eminiz tekrar gelmek isteyeceksiniz.

Tarihi Sinop Cezaevi

Sabahattin Ali de dahil olmak üzere birçok fikir ve yürek insanının yattığı bu cezaevi 4000 yıl önce Gaskalılar tarafından kale olarak inşaa edilmiş. Grek, Pontus, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlılar kendi dönemlerinde kaleyi korumuş ve güçlendirmişler. Bir dönem tersane olarak kullanılan kale daha sonra cezaevine dönüştürülmüş. Hatta Evliya Çelebi seyahatnamesinde buradan şöyle bahsetmiş; “Büyük ve korkunç bir kaledir. 300 demir kapısı, dev gibi gardiyanları, kolları demir parmaklıklara bağlı ve her birinin bıyığından 10 adam asılır nice azılı mahkumları vardır. Burçlarında gardiyanlar ejderha gibi dolaşır. Tanrı korusun, oradan mahkûm kaçırtmak değil, kuş bile uçurtmazlar.” Evliya Çelebi’nin biraz abarttığını biliriz ama o zindanı ve hücreleri gezerken cidden tüyleriniz diken diken olacak.

Bu arada müzenin giriş ücreti kişi başı 5 tl ve müzekart geçerli.

Sinop Cezaevi
Cezaevinin daracık yolları
Nemden dolayı 5 dk bile duramadığımız hücreler. Karanlık ve ıslak hücrelerde insanlar çürümeye terk ediliyormuş.

Sabahattin Ali’nin yattığı koğuş
Parmaklıklar Ardında dizisi için düzenlenmiş bir koğuş

Sinop Kalesi

Sinop Kalesi şehrin merkezinde bulunuyor ve kalenin surlarından Sinop Limanı, mendirek ve Aşıklar Caddesi’nin harika manzarasını izlemek mümkün. Ayrıca surların içinde oturup soluklanabileceğiniz bir cafe de mevcut. Burada akşamları canlı müzik de yapılıyor. Uğramanızı tavsiye ederiz 🙂

Kaleden Aşıklar Caddesi manzarası
Kaleden mendirek manzarası
Kale merdivenleri

Şahin Tepesi

Yazının başında da bahsettiğimiz bu yer meşhur Sinop fotoğraflarının çekildiği ve yarım adayı gören muhteşem bir nokta. Gün batımına doğru giderseniz hem gündüz hem de akşam manzarasını görme şansınız olur. Türkiye’de en güzel gün batımı Sinop’ta izlenir. Çünkü Güneş en yavaş Sinop’ta batar. Hem Şahin Tepesi’nden hem de Kumkapı’dan gün batımını mutlaka izleyin. Şahin Tepesi’nde gün batımını izlerken çayınızı içme imkanınız da var. Bahsetmeden geçmeyelim.

Şahin Tepesi’nden gün batımı

 

Erfelek Tatlıca Şelaleleri

Sinop’un Erfelek ilçesine bağlı, Sinop’a 42 km uzaklıkta 28 takım şelaleden oluşan muhteşem bir yer. Otostopla şelalelere ulaşmak mümkün. Özellikle bahar ve yaz aylarında kolaylıkla araç bulabilirsiniz. Bizim tavsiyemiz sabah erken saatlerde gidip tüm şelaleleri tırmanarak zirvede köylülerin yaptığı yayık ayranını için. Bazı şelaleler oldukça yüksek ve dik ama tırmanmak için halatlar var. Spor ayakkabınızı ve yedek kıyafetinizi almayı unutmayın. Ayrıca ilk şelalenin oluşturduğu minik gölde yüzebilirsiniz ama su oldukça soğuk.

Biz fotoğraf çekinerek ve tırmanarak 3 saate yakın bir sürede zirveye vardık. Bizim kadar oyalanmazsanız 1,5 saatte de zirveye varabilirsiniz. Zirveye çıkan bir patika yol da var ancak biz mutlaka şelaleleri tırmanmanızı tavsiye ediyoruz. Dönüşü patika yoldan yapacaksınız zaten. Burada kamp yapma imkanınız da var fakat bölge Milli Parklar’a bağlı ve özel bir işletme tarafından kiralanmış. Çadır kurmak için belli bir ücret ödemeniz gerekiyor. Restoran, büfe ve tuvalet mevcut. Piknik yapma imkanınız da var. Sinop’a geldiyseniz bir gününüzü mutlaka buraya ayırın. 🙂

Erfelek Takım Şelaleleri’nin ilki ve en büyüğü
Zafer bizimdir!

Hamsilos Koyu

Türkiye’nin tek fiyordu ya da fiyorda oldukça benzeyen muhteşem bir yer Hamsilos. Fiyortlar, denizin buzul vadilerini basması sonucunda oluşan ve çoğunlukla iç kesimlere kadar sokulan; ince, uzun, genellikle çok derin ve kenarları çok dik körfez şeklinde yerler. Norveç’teki fiyortlara oldukça benzer.

Ormanın içinde, sessiz, sakin ve huzurlu bir yer. Burada istediğiniz gibi çadır kurabilirsiniz. Günübirlik ziyaretçiler haricinde yakınlarda kimse yok. Ama burada ateş yakmanızı pek tavsiye etmiyoruz. Çam ormanlarıyla çevrili bir alan ve en ufacık kıvılcım bile aniden büyük bir yangına sebep olabilir.

Yakınlarda büfe, market gibi alışveriş yapabileceğiniz bir yer yok. Akliman’a kadar gitmeniz gerekir alışveriş yapmak için orası da turistik olduğu için fiyatlar biraz yüksek olabilir. Sinop merkezden ihtiyacınız olan her şeyi alıp gelmenizi tavsiye ederiz. Ve maalesef  yakınlarda tatlı su kaynağı da bulunmamakta.

Burada denize girme imkanınız da var ama oldukça kayalık bir bölge ve iyi yüzme bilmiyorsanız denize girmemenizi tavsiye ederiz.

Hamsilos Koyu ve fiyort

Kamp

Sinop, kamp ve deniz ikilisini sevenler için güzel bir alternatif. Çadır kurup denize girebileceğiniz ya da ormanın içinde kafa dinleyebileceğiniz bir çok nokta var. Biz campinglerden haz etmediğimiz için size alternatif birkaç noktadan bahsedelim istedik. Erfelek Şelaleleri, Hamsilos Koyu, Akliman, Sarıkum, Akgöl gibi. Hepsinin ayrı tadı ve dokusu var.

Sarıkum’dan özellikle bahsetmek istiyoruz. Sinop’a 20 km uzaklıkta bir tabiat parkı Sarıkum. Sarıkum Gölü ise göçmen kuşların uğrak noktası ve bu nedenle dünyanın her yerinden yüzlerce bilim insanına ve kuş gözlemcisine ev sahipliği yapan bir yer. Sarıkum gölünü  ve köyü geçtikten sonra ise sahile ulaşıyorsunuz. Burada dilerseniz kumsalda dilerseniz hemen arkasındaki ormanda çadır kurabilirsiniz. Gece gökyüzünü mutlaka izleyin. Çıplak gözle gördüğünüz galaksi ve yıldızlara bayılacaksınız. Adeta evrenin yukarıda bir yerlerde döndüğünü hissedeceksiniz. Giderken şarabınızı da almayı unutmayın. 🙂

Akgöl ise Abant’ı aratmayan bir göl. Doğası ve manzarası müthiş. Gündüz piknikçilerin uğrak noktası olsa da akşam sakin ve sessiz bir yer. Akgöl’e giderseniz yakındaki İnaltı Mağarası’na da mutlaka uğrayın. 🙂

Deniz

Deniz, kum, güneş deyince aklımıza hep Ege, Akdeniz kıyıları geliyor, biliyoruz. Sinop’a da bu yüzden Karadeniz’in Bodrum’u deniyor sanırım. Sinop doğal liman olması sebebiyle koy şeklindedir ve deniz hep tertemiz ve çarşaf gibidir (çok şanssız değilseniz :)). Olur da dalgalı olursa hiç üzülmeyin çünkü burası bir yarım ada. Yani bir taraf dalgalıysa diğer taraf yine çarşaf gibi. 🙂 Ve bilinenin aksine suyu ne çok soğuktur  ne de serinletmeyecek derecede sıcaktır. Ayrıca Karakum adı verilen sahilde doğal siyah kumdan birkaç plaj da bulunuyor.

Ne Yenir?

Sinop Mantısı, özellikle cevizli olanını yemenizi tavsiye ediyoruz. İstediğiniz yerde yiyebilirsiniz tat  ve kalite olarak aşağı yukarı hepsi aynı ama bize sorarsanız İstankol’e gidin. Fırınlanmış ve dondurulmuş şekilde alıp evde kendiniz de yapabilirsiniz. Sabah kahvaltısı için de katlama ve yine Sinop’a özgü nokulu da İstankol’den tatmanızı tavsiye ederiz.

En sevdiğimiz lezzet ise tabii ki Barınak’taki pizza. Yıllardır hiç değişmeyen mekan ve hizmet anlayışlarına rağmen pizzaları müthiş. Biraz pahalı ve küçük gelebilir gözünüze ama bol malzeme ve kalitesiyle ağzınıza ve midenize küçük bir şölen yaşatacak. Yiyin! 🙂

Yaz günleri dondurmasız olmaz tabii. Kervan’ın doğal dondurmalarını da bizce çok seveceksiniz.

Barınak Cafe’de pizza

Sinop’ta Ne Yapalım?

Aracınız varsa yarım adanın etrafını turlayın. Ada başında uçurumun kenarından haykırın.

Aşıklar Caddesi’nde turlayın. Karakum’a doğru uzun bir yürüyüş yapın.

Yalı’da çay, simit, peynir yapın.

Tersane’den, cezaevi surlarının yanından yürüyün. Unutmayın orası eskiden denizdi ve “Dışarda deli dalgalar, gelir duvarları yalar, beni bu sesler oyalar, aldırma gönül, aldırma” dizeleri bu duvarlara vuran dalgalardan bahsediyor.

Sinop’la ilgili merak ettiğiniz her şey için bize yazabilirsiniz. 🙂

Son Yazılarımızdan Haberdar Ol!

E-MAIL Listemize kayıt olursanız, haftalık yazılarımızdan haberdar olabilirsiniz !

2 thoughts on “Sinop: Suda Yüzen Şehir

Bir Cevap Yazın