Yedi Tepe Plovdiv (Filibe) : Görülecek, Gezilecek Yerler

Bunarcık Tepe

Plovdiv (Filibe), Trakya’nın orta yerinde, geçmişi düşünüldüğünde yaklaşık 6000 yıldır var olan bir şehir. Şehir, küçüklü büyüklü yedi tepe üzerine kurulmuş olduğundan yedi tepeli şehir olarak da biliniyor. Şehrin caddelerinin, sokaklarının, tepelerinin isimlerine bakıldığında Osmanlı’dan miras çok şey görüyorsunuz. Özellikle aramanıza da gerek yok, nerdeyse tüm yer isimleri Osmanlı’da kullanıldığı gibi aynı isimle duruyor.

Plovdiv’de Nereler Görülmeli?

Şehirdeki Tepeler

  • Sahat Tepe: 16. yüzyılda inşa edilen ve Doğu Avrupa’nın en eski saat kulelerinden biri olan saat kulesini barındıran tepelerden biri, şehrin tam merkezinde kalıyor. Şu anki şehir manzarasını görmek için ideal bir tepe.
Sahat Tepe
  • Bunardzhik Tepe (Bunarcık Tepesi): Alyoşa Tepesi olarak da bilinen bu tepe isminden tahmin edilebileceği üzere, çokça su kaynağını ve doğal güzellikleri barındırıyor. Biraz daha Türkçeleştirmek isterseniz Pınarcık da diyebilirsiniz. 🙂 Burası Plovdiv halkı için dinlenme ve piknik yapma noktası. Eskiden Herkül’ün Dağı olarak bilinen bu tepe, Sovyet zamanında yapılan Sovyet Askeri heykeli ile Alyosha ismini almış.
Bunardzhik Tepe
  • Dzhambaz Tepe (Cambaz Tepe): Antik çağlarda cambazların ip gösterilerini yaptığı yer olduğundan bu ismi almış.
Cambaz Tepe
  • Taxim Tepe (Saray Tepe): Yerleşim yerlerinden biri olan Taxim Tepe, Roma zamanında farklı su kemerleriyle suların taşınıp dağıtıldığı bir tepeymiş. Binaların şeklinden ötürü Osmanlı zamanında halk tarafından Saray Tepe olarak anılmaya başlanmış.
Saray Tepe
  • Nebet Tepe (Nöbet Tepe): Kalıntıların Neolitik döneme kadar uzandığı bu tepe, şehrin etrafında kurulduğu ana tepelerden biri. Muhafızların, şehri gözetlemek için kullandığı bir tepe.
Nebet Tepe
  • Dzhendem Tepe (Gençlik Tepe): Osmanlı zamanındaki ismi Cin Tepe olan bu tepe eski çağlardan bu yana dağın şeklinden ve doğasından ötürü cinlerin, perilerin vs. yaşadığı bir yer olarak görülüyor. Manevi olarak çok fazla anlam yüklenen bu tepe, kendinizi bulmak, bir köşesine çekilip dinlenmek, meditasyon yapmak için ideal bir yer. Dalai Lama, bu tepede iki saatini geçirmiş; doğayla iç içe kalarak meditasyon yapmış.
Dzhendem Tepe
  • Markovo Tepe: Şehrin artık bulunmayan bu tepesi, 19. yüzyıldan itibaren traşlanarak şehrin çeşitli yerlerinde (yolları da dahil) kullanılmış.

6000 Yılı Aşkın Tarih

Plovdiv, Daily Telegraph’ın Dünyanın en eski yaşayan şehirleri listesinde Avrupa’da bir numaralı şehirdir. Ayrıca Huffington Post’un “Hala Gözlemleyebileceğiniz 10 Antik Dünya Kenti” Listesinde de bulunmaktadır.

Şehir her dönem farklı bir adla anılmış olsa da son ve en ünlü ismini M.Ö. 342 yılında şehri işgal eden Makedon II. Philip’in isminden almıştır (Büyük İskender’in babası). Plovdiv, uzun yıllarca Trakya bölgesinin en büyük, en gelişmiş şehri oldu. Şehir, Bizans ve Osmanlı’nın eline geçtikten itibaren eski gücünden biraz geriye düşse de gezerken Trakya, Roma, Osmanlı, Orta Çağ ve Bulgar kültüründen izlere rastlamak mümkün.

Ayrıca Plovdiv, “2019 Avrupa Kültür Başkenti” seçilmiş durumda. Bu da demektir ki 2019 Bulgaristan için daha hareketli bir yıl olacak.

Şehri Keşfetmek

Plovdiv’in hareketli ve kalabalık bir şehir merkezi var. Eski şehir bölgesi gündüzleri çok sakin durumda. Şehrin her tarafı yayalar düşünülerek dizayn edildiğinden gezilecek bölgelere ulaşımı yürüyerek kolayca yapabilirsiniz.

Roma Stadyumu

Dzhumaya Meydanı’ndaki Turist Ofisi’nin hemen yakınında bulunan Roma zamanından kalma stadyum kalıntısı görmeye değer noktalardan. Stadyum’un tam halinde 30.000’e yakın ziyaretçi oturabiliyormuş.

 

Forumu olmayan bir Roma şehri yoktu. Bu meydanlar ekonomik, dini ve siyasi konularda çalışan açık bir kamusal meydandı. Ayrıca Romalıların pazar yeri olarak da çalışıyordu. Antik Forum‘un kalıntıları General Gurko Caddesi’ndeki posta binasının arka tarafında bulunuyor. Forum’un kuzeyinde ise 300 koltuklu Odeon’u görmek mümkün.

Eyrene’s House

Tsar Boris III Obedinitel Boulevard üst geçidinin altında bulunan “Eyrene’s House“, 3.yüzyıldan kalma bir aristokrat ev. Trakart Kültür Merkezi‘nin içinde bulunan yerde, bin yılı aşkın süredir bulunan antik seramik ve cam eserleri içeren güzel bir koleksiyon sizi bekliyor. Koleksiyonda, Plovdiv’in Neolitik Çağı’nın yanı sıra, Trakya ve Romalıların yaptığı ritüel ve dekoratif eşyalar da bulunuyor.

Knyaz Alexander Caddesi

Plovdiv’in ana caddesi olan Knyaz Alexander I, Tsar Simeon Parkı’ndan Dzhumaya Meydanı’na, Raiko Daskalov Caddesi’ne doğru uzanıyor. Caddenin sonunda Meriç nehrini kapalı bir şekilde geçmenizi sağlayacak bir köprü bulunuyor. Cadde trafiğe kapalı, ağaçlarıyla, cafe ve mağazalarıyla günün istediğiniz saatinde yürüyüş yapmak için ideal bir yer.

Eski Şehir

Eski Şehir, şehrin geri kalanından tamamen farklı bir görünüme sahip. Arnavut kaldırımlı sokaklar, Osmanlı’dan ayrıldıktan sonra kendi kültürlerini geri kazanmak için çabaladıkları kendi mimarileri bulunan evlerin arasında gezmek sizi alıp yıllar öncesine götürüyor. Bu dönemden kalma evler; karakteristik olarak büyük, süslü duvarlarla, sütunlarla, sundurmalarla ve el yapımı mobilyalarla zengin bir şekilde süslenmiş. Bu evlerin birçoğu artık halka açık müzeler.

Eski Şehir İçin Yürüyüş Rotası

Hissar Kapiya Sokak‘tan Phippopolis Kalesi’nin doğu kapısına doğru yürüyün. Burası sizi Nebet Tepe‘ye çıkaracak. Buradaki Roma Kalesi size şehrin ve Meriç Nehri’nin güzel bir manzarasını sunacak. Burada bulunan müze evlerden bazıları Balabanov, Hindliyan, Nedkovich. Her birine öğrenci girişi 1 BGN.

Buradan indikten sonra Knyaz Alexander Caddesi‘ni baştan sona yürüyebilir, sonra bir diğer tepe olan Sahat Tepe‘ye çıkabilir, Tsar Simeon Parkı‘na yürüyüp ağaçların altında dinlenebilirsiniz.

Plovdiv Tsar Simeon
Tsar Simeon Parkı

Avrupa turumuzun ilk durağı Plovdiv idi. Hikayemizi okumak isterseniz bu yazıya da bekleriz 🙂

İlk İki Gün: İlk Durak Plovdiv (Filibe)

Son Yazılarımızdan Haberdar Ol!

E-MAIL Listemize kayıt olursanız, haftalık yazılarımızdan haberdar olabilirsiniz !

Bir Cevap Yazın